Her ülkenin kendi içinde belirli iç dinamikleri, kaynakları, ekonomik faaliyetleri ve bütçe yapılanması vardır. Bu yapılanma içinde, her ülke kendine önemli bir yer edinmeye çalışır. Gelir gider dengeleri, finansal kaynaklar, yatırımlar, uzun vadeli ödemeler, milli gelir kaynak ve ekonomik denge unsurları zaman içinde siyasi olaylara göre ya da genel ekonomik dalgalanmalarla değişim gösterir. Tüm bunlar ülkelerin gerekli önlemleri almasına ve doğru planlamalar yapmasına sebep olur.
Bu yapılanmaları ve planları iş hayatına indirgediğimizde, karşımıza küçük ölçekli ama benzer strateji oluşumları çıkıyor. Yani aslında bir devlet hangi strateji ve planlarla finansal yapısını kuruyorsa, herhangi bir şirket de aynı temellere dayanarak bir planlama içine giriyor. Bunun sebepleri, kazanç elde etmenin, piyasayı okumanın ve öngörülü olmanın aslında her alanda belirli avantajlar sağlamasından kaynaklanıyor. Günümüzde baktığımızda her sektörde finans yöneticilerinin ya da şirket sahiplerinin; ekonomi, piyasalar, bankacılık, alacak ve finansal yönetim bilgisi ve altyapısına sahip olması her geçen gün daha da fazla aranan bir nitelik haline gelmiştir. Finans Eğitimi Mikro MBA Programları da bu ihtiyaca cevap vermek üzere kurgulanmıştır. Finansal alt yapılarını güçlendirmeyen tüm oluşumlar zaman içinde güçsüz düşecek ve dağılacaktır. Bunu göz önünde bulunduran büyük şirketler kendilerine fayda sağlayacak bu alanda, nitelikli kişilerle çalışmayı önemsiyor. Elbette bu geleceğe yatırım olarak da şirkete fayda sağlayacak bir durum.
Piyasada eleman anlamında ya da yönetici anlamında, iyi bir üniversitenin ilgili bölümünden mezun birini bulamadıkça, nitelikli elemana ulaşmak çok zor oluyor. İşte tam da bu sebeplerle kurulan eğitim merkezleri devreye giriyor. Eğitim merkezlerinin en önemli özelliklerinden biri, kağıt üstünde belirli teorik bilgileri değil, tüm bilgileri güncel şekilde uzman kişilerce veriyor olması. Eğitimlerde yoğunlaştırılmış gerçek vakalar üzerinden dersler verilirken, gerçek iş dünyası deneyimleri paylaşılıyor. Bu tarz bir eğitimi her yerde alamayacağınızı söylemekte de fayda var. Çünkü bazı eğitim kurumları, teoride, kağıt üstünde iyi eğitim verebiliyor; ancak önemli olan pratikte, tecrübesel deneyimler açısından katılımcılara fayda sağlamak. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda, İstanbul Business School gibi güvenilir ve kaliteli eğitim merkezlerini tercih etmekte fayda var. Finans eğitimlerinin dışında, satış eğitimi ve sektöre katkı sağlayacak tüm alanlarda kaliteli eğitimler veren bu gibi merkezler, sektörün geleceği için büyük önem taşıyor Bu eğitim kurumlarından aldıkları eğitimlerle sektöre aktif çalışan olarak giren kişiler gelecekte önemli işler başarıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder